5 Eylül 2013 Perşembe

İlk Başta Beklersin




İlk Başta Beklersin


İlk başta ufak bir umutla beklersin. İçinden gerçek olması için dualar edersin. Sanki hep oradaymış ve hiç gitmemiş olduğunu düşlersin. Zamanın akıp gitmesi, birilerinin gelmesi, bir şeylerin eskimesi seni hiç etkilememiş gibi davranırsın. Oysaki senin için en zor olanı da aslında her şey eskimiş, herkesin gitmiş ve pek çok şey de seni etkilemiştir. İçindeki arzularını bir türlü susturamazsın, laf geçiremezsin onlara. İlk başta ufak bir umutla beklersin. Minik bir tebessüm oluşur yanaklarında, kimsenin okuyamayacağı, bilmediği ama sen, bilirsin. İçten içe onu kendine saklarsın, onunla ilgili olan her şeyi belki bencilce belki de bir çocuğun hayranlığıyla gizlersin. Ufak bir tebessüm oluşur yanaklarında ve sen onu kendinden sakınırcasına saklarsın.


İlk başta ufak bir tebessümle beklersin. Yanaklarında kurumuş damlalarla, bütün damlacıklarınla beklersin. Ufak bir esinti hissedersin saçlarından yanaklarına çarpan. -Belki der, dönersin ama gördüğün yalnızca senin sahipsiz gölgendir, yanı başındadır. Sen onu ne kadar görmezden gelsen de o hep seni bekler. İlk başta ufak bir tebessümle beklersin. Binlerce parçaya ayrılıyormuşsun gibi hissedersin ya da binlerce parçada bütünleşiyormuşsun gibi. Gözlerinde parlak bir ışıltı oluşur. Zamanın geldiğini düşünürsün, içten içe gelmesi için dualar edersin, ufak umutlar ekersin içine. Düşüncelerinle boğuşursun, arasından onu kurtarırsın ve gözlerinde ufak bir parıltı oluşur. Kıyamazsın, bakmaya doyamazsın ve onu hep gözlerinde taşırsın.


İlk başta ufak bir parıltıyla beklersin. Onu ararsın, bütün duyuların, düşlerin, varlığın, düşüncelerin, yaşlarınla. Yutkunamazsın, haykıramazsın, ağlayamazsın, bağıramazsın, seslenemezsin yapabileceğin tek şey bir parıltıyla beklemektir. Etrafına bakınırsın bir çıkış yolu bulmak umuduyla ama bütün yollar sana küsmüştür. Yılmazsın, her şeye rağmen beklersin; genç bir sevgilinin bekleyişi gibi beklersin. Kalbin pır pır ederken sen nefesini kontrol etmeye çalışırsın, onu gördüğünde en mükemmel halinde olmayı umarsın; sanki böyle bir şey mümkünmüş gibi. Yavru bir kuşun yuvasında beklemesi gibi beklersin. Yuvadan düşmemek için uğraşırsın ama görmek gerekiyor ya onu, uzaktan da olsa görebilmek yeterliymiş gibi. Bir yandan içindeki yavru kuşun merakını giderme isteği de vardır; uçmaya hasret , ona hasret, yemeğe hasret. Bir karıncanın yemek arayışı kadar arasın onu. Beklersin bir balkonda, bütün balkonlara, yollara bakarsın ama onların hiçbiri sana bakmaz. Elinde bütün gençliğin, yaşlılığın, umutların, göz yaşlarınla onu beklersin. Ellerinde kırışıklıklar oluşur; zaman senin onu beklediğin gibi seni beklemez ama sen inatla onu beklersin.


İlk başta ufak bir kırışıklıkla beklersin. İçine işlemiş yorgunluğunu bir kenara atmak istersin, senin için önemli olanı, onu, beklemek istersin. ‘’-Sırası mı?’’ dersin. En önemliyi beklersin, senin için kıymetliyi beklersin. Zamanın da seninle beklediğini sanırsın ama aldanırsın, hiçbir şey sana eşlik etmez, teksindir o balkonda. Sana çok yakındır belki de çok uzak. Bilemezsin ve bu durum seni tüketir senin için yavaş olmayan bir ölçüde. Adil davranmaz sana zaman, beklemen için zamanın vardır diye kandırır seni ama yeterli zamanı asla vermez sana. Elinde ki tek şey onun resmi ve kırışıklıklardır. İlk başta önemsemezsin ama zamanla onlar, sana inat kendilerini sana göstermek için her yerini sararlar. Kaçamazsın da sen onu beklersin onlarda seni bekler. Aynı yola çıkmış iki düşman gibisinizdir. Bu yolculuk bir yerde bitecek ama kim karlı çıkacak ikiniz de bilemezsiniz. Yoldan geçenlere bakarsın, onlarda seninle birlikte bakarlar ama gelenlerin hiçbiri beklenen değildir.


İlk başta neyle beklediğini unutarak beklemeye devam edersin. Nasıl, ne zamandır beklediğinin artık hiçbir önemi kalmamıştır. Belki de hiçbir zaman önemli değildi diye düşünürsün. Tek ve yegane şey ‘’o’’. Ellerin, ayakların, dizlerin, dirseklerin senin onu beklediğin gibi seni beklemez, isyanda etmezsin bu duruma; sen onu bekliyorsun diye onlarda seninle birlikte beklemek zorunda olmadığını bilirsin, kabullenirsin. Başlangıçları hatırlarsın, gidişini hatırlarsın yanaklarına senle kalmak istemeyen damlalar dökülür. Damlalar dökülür sen gidişini hatırlarsın, sen başlangıcı hatırlarsın onlar dökülür.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder